Şirketlerin gündeminde ilk madde alacakların kalitesi

Özlem ERMİŞ BEYHAN

Enflasyonla mücade­le için atılan sıkılaşma adımlarının tüketime etkisi yakından takip edilirken şirketlerin gündeminin ilk sıra­sında alacakların yönetimi var. “Alacakların kalitesi şirketle­rin gündeminde şimdilerde ilk madde haline geldi” diyen Ar­zum Ticaretten Sorumlu Genel Müdürü Serhan Giray, vade ko­nusunun da çok hassas hale gel­diğini vurguladı. Giray, “Alacak­ların, özellikle riskli alacakların teminatlandırılması çok kritik. Biz alacak sigortası şirketleri ile çalışıyoruz.

Dönemsel olarak o teminatları artırmak müm­kün biliyorsunuz. Vade konusu da çok hassas hale geldi. E-Ti­carette vadeler düşüşte, mağa­zalarda ise 3-4 ay seviyesinde” dedi. Giray, küçük ev aletlerin­de bayilik sisteminin “büyüdü­ğünü”, ayakta kalan bayilerin büyük şirketler olduunu, daha az noktaya daha çok fatura ke­ser hale geldiklerini anlattı. Bu yapı, böyle dönemlerde elbette kontrolü artırıyor.

“Bütün enstrümanları kullanıyoruz”

Giray ekonomideki topar­lanmaya dair umutlu. “Sabırlı olmak lazım” ifadesini kullan­dı ve 2025 başından itibaren pozitif sinyallerin güçlenme­sini beklediğini söyledi. Ar­zum Genel Müdürü, paranın Türkiye’ye gelmesinin ve bu­rada kalmasının öneminin al­tını çizdi. Son dönemde stok yönetimi ve finansman ma­liyetlerinin düşürülmesine odaklandıklarını anlatan Gi­ray şöyle devam etti: “Her tür­lü enstrümanı kullanıyoruz. Hangi şirkete giderseniz gidin bugün konuşulan alacak yö­netimi, stok kontrol ve finans­man maliyetidir.”

“Çok önemli bir fırsatı kaçırdık”

Arzum geçen yıl 55 ülkeye 300 binden fazla ürün ihraç et­ti. İhracatın payı bu yıl kur ne­deniyle yüzde 10’lar seviyesin­de. Kurun özellikle Çin’le reka­bette yarattığı sıkıntı küçük ev aletleri sektörünün de günde­minde ilk sıralarda. Avrupa’da Ukrayna savaşı nedeniyle bir anda kesilen tüketimde canlan­ma sinyalleri geliyor ancak ya fiyat tutturma sıkıntısı? Arzum Ticaretten Sorumlu Genel Mü­dürü Serhan Giray, pandemi dönemi Türkiye’nin çok önem­li bir fırsat yakaladığını ancak bu fırsatın olması gerektiği gibi kullanılamadığını düşünüyor.

“Çin’le rekabet etme imkanı yok”

Pandemideki kapanmalar­la Çin’den Türkiye’ye kayan si­parişlerin kurdaki seviye ne­deniyle tekrar Çin’e döndüğü­nü anlatan Giray, şu bilgileri verdi: “Bugün Türkiye’de üretilen ürün, vergiye rağmen Çin’de ge­len üründen pahalı maalesef. Oysa biz Türkiye’de üretti­ğimiz satmak isti­yoruz.”Giray ihra­cat içinde marka­lı ihracata ayrı bir önem veril­mesi gerektiği­ni vurgulayarak, “İhracat diyoruz ama bu ihracatın bir kısmı fason, bir kısmı markalı ihra­cat. Markalı ihracatın çok önemli bir katkı­sı var Türkiye’ye. Biz ürünlerimizi Arzum Okka markası ile gön­deriyoruz. Bu bir eko­sistem meselesi. Ancak bugün Türkiye’de üre­tip Çin’le rekabet etme imkanı neredeyse yok” diye konuştu.

Çinliler OKKA’nın taklitini yapıp Mısır’da satıyor

Serhan Giray, Arzum’un Ortadoğu’da Türk kahvesi makinesi OKKA ile büyük bir hakimiyet kurduğunu anlattı. Öyle ki bazı ülkelerde pazarı tamamen domine ediyor Arzum. Kahire’deki neredeyse tüm restoranlarda OKKA kullanılıyor. Durum böyle olunca, Çinli firmalar OKKA’nın birebir taklitlerini üretip piyasaya sunmaya başlamış. Giray, gerekli hukuki prosedürleri başlattıklarını söyledi. Giray, Ürdün ve Fas gibi ülkelerde Made in Türkiye etiketinin kalite algısı taşıdığını ve Made in China etiketine göre avantaj sağladığını anlattı.

Arzum şim­di Türk kah­vesi makine­sinden sonra diğer kahve makinelerini de üretmek için çalışma yapıyor. Rekabete Türk kahvesinden girip diğer kahve maki­nelerinde de bölgede pazarda etkin olmayı he­defliyor.